GeRÇeK DoSTLaRa. Dostluklarınızın baki kalması dileğimle…


>>>>>>>>>>>


Dostlar birbirini yıkayan iki el gibidir(1); arındırırlar birbirlerini, nezih
kılarlar,

En Temiz’in huzuruna varmazdan evvel..
Dostların birbirine niyazı, onları aklandırır.
Alınları ak olarak çıksınlar, güzel’e nazar
kılarken başları utançlarından eğilmesin diye..

Dostlar Allah (c.c.) katında nazı geçen kul
olmaları için niyaz ederler birbirlerine, birbirlerini yüceltmek dilerler.

Hayatlarını duâyla imar edebilmek için
birbirlerinin duâcısı olurlar.

Dostlar birbirlerinin irfan yoludur; arif olma
yolunda birbirlerinin
adımlarına kuvvet olurlar.

Namaz ve sabırla Yâr’in huzuruna vardıkları vakit
huzura ersinler diye duâ ederler birbirlerine.

Dostlar namazı dost bilsin diye duâ ederler
birbirlerine…

Dostlar birbirinin diriliğine duâcıdır, hayatta hây
kalmak adına…

Dostlar birbirinin haya/tıdır;

beyazı dostluklarının rengi bilip adımlarlar
hayatı..

Ve.. adımları kıymetli kılar yüreklerini,
adları murtaza kullar arasına yazılır levh-i mahfuz’da..

>>>>>>>>>>>>> 


Ey gündüzlerime güneş gibi doğan,  gecelerimi iyilikleriyle hep aydınlatan vefa
abidesi dost! Hep yanımda olacağını düşündüğüm için mutluyum ve acılarımı
azalttığın için gönlümün sarayına kondurmuşum seni…

Bilir misin dost seninle ne günler yaşadık, ne afetler atlattık? Ama hiç
yıkılmadık, sarsmadı bizi en büyük depremler bile. Umutlar biriktirdik
eteklerimizde başkaları yakamozlar toplarken. Ve güldük önümüze çıkan
engellere, çünkü biz beraber aştık tüm sarpa dağları.

Hatırlar mısın bir soru sormuştun bana, canından daha kıymetli var mı bu
dünyada? Cevap bulamamıştım küçücük aklımla, ama düşündüm de dost! insanın
canından daha kıymetli olan şey cananıymış ve o cananların insanlar içinde en
kıymetlisi biricik dostlarıymış.

Arkadaşlarımız bir daldaki yapraklar gibi çoktur, dost! Günü gelince hepsi
birer birer düşerler dalından. Ama gerçek dostluklar baki kalır, asla bitmez
vefaları…

Şimdi düşünüyorum da kaç tanedir insanın dostları ya da kaç tanedir
arkadaşları, her arkadaşı dost sanmayın yanılırsınız, ya da her dostu vefasız
sanmayın. Mutlu zamanında çoktur, kişinin etrafında sevenler, asıl gerçeği
insan kötü gününde anlar.

***

Dostluk; sevenin sevilende kendi husûsiyetlerini görmesinden
kaynaklanır. Gerçek dostlar arasındaki muhabbet, fizikteki birleşik kaplar
misâli, his ve fikirlerde aynîleşmeyi sağlar. Zîrâ gerçek dostluk, iki gönül
arasındaki cereyan hattı gibidir. Bu cereyanla, yâni muhabbet akışı ile,
dostların her hâli birbirine sirâyet eder.

Bu itibarla gerçek dostluk; ayrı bedenlerin bir kalp ile, yâni aynı duyuşlar
içinde yaşamasıdır. Dostluğun yaşatılması da, dostların her hâdise karşısında
aynı duygulara sahip olmasına bağlıdır.

Dolayısıyla duygu müşterekliğine sahip olmayanların, akrabâlık veya arkadaşlık
gibi zâhirî veya tesâdüfî yakınlıklarının gerçek dostlukla alâkası yoktur.
Nitekim Ebû Leheb, Hazret-i Peygamber’in öz amcası olduğu hâlde, O’na en uzak
düşen bedbahtlardan biriydi. Bu yüzden dostuyla kalbî beraberliğe sahip
olmayan, onun sevinciyle sevinip hüznüyle mahzun olmayanların dostluk
iddiâları, dört duvar arasındaki kuru beraberlikler gibi, bir kıymet ifâde
etmez.

Dostluğun temel harcı muhabbettir. Hakîkî muhabbet; cefâları safâ, zahmetleri
de rahmet hâline getirir. Bu itibarla bir kimsenin muhabbetinin gerçek olup
olmadığını anlamak için, sevdiğinin meşakkatlerine ne kadar tahammül
gösterebildiğine bakmak kâfîdir.

Nitekim Cenâb-ı Hak da en çok, dostluğun zirvesinde yaşayan peygamberlerini
çile çemberinden geçirmiştir.(2)

>>>>>>>>>>>>>

Velhâsıl, asıl dostluk zor zamanlarda da sürdürülebilen dostluktur.
Mevlânâ Hazretleri’nin buyurduğu gibi:

“Sağlık ve âfiyet zamanında herkes dosttur.  Ama dert ânında, gam vaktinde Allah’tan başka
eş-dost nerede!”

İnsanların çoğu, saâdeti paylaşmakta beraber olmaya gönüllüdürler. Felâket,
ıztırap ve zorluk zamanlarında ise ortada gözükmezler. Böyleleri dost değil,
menfaatlerinin arkadaşıdırlar. Gerçek dostlar, safâda da, cefâda da zevk ve
şevk ile beraber olurlar.

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- gerçek dostluğun fazîletini
şöyle ifâde buyurur:

“Yedi sınıf insan vardır ki Allah Teâlâ Hazretleri onları hiçbir gölgenin
bulunmadığı bir günde, kendi (Arş’ının) gölgesiyle gölgelendirir… (Bu
sınıflardan biri de) birbirlerini Allah için seven, (birbirlerinin dert ortağı
olan) bir araya gelişleri ve ayrılışları bu muhabbetle gerçekleşen iki
kişidir…” (3)

RıZa BeRKaN GÜLER

Dostluklarınızın baki kalması dileğimle…

1-Hadis-i Şerif [Deylemi]

2-Osman Nuri TOPBAŞ- Gerçek Dostu Nasıl Bilebilirsiniz?

3-Buhârî, Ezân, 36

Yüreği güzel, Sevgili Melike Abla’ya değerli katkılarından dolayı en kalbi sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

BEĞENDİYSEN VE ALANINA EKLEMEK İSTERSEN YORUM YAZ BLOG AL’A BAS SENiN OLSUN.

About rizaberkan

Elhamdülillah Rabbimiz bizi Ehl-i İslam diyarında, Müslüman olarak bunun şuuru ve bilinci dahilinde hidayet üzere bulundurmuştur.Bundan daha büyük nimet ve mutluluk yoktur bizim için. Allah bize yeter,Kulluk payesi bize yeter. Allah bizi müslümanlıkla aziz kıldı. Allah bana yeter. Aziz-ü Cebbar olan Allah'ın kulu olmam bana yeter. Ben Allah'ın kuluyum. Ben Allah'ın kuluyum. Şeref ve paye adına kendimi tanıtma için söyleyebileceğim sözlerin en büyüğünü söylüyorum.Ben Allah'ın kuluyum Elhamdülillah ben Allah'ın kuluyum. O, ne güzel bir vekil,ne güzel bir dost,ne güzel bir yardımcıdır. "Ey Rabbimiz, Bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır..."
Bu yazı SeVGi, SaYGı ve HüRMeTLeRiMLe... içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

4 Responses to GeRÇeK DoSTLaRa. Dostluklarınızın baki kalması dileğimle…

  1. Kardelen dedi ki:

    Sevmek, sevilmek Sevgiyi verebilmek Mutlu olmak Mutlu etmekten mutluluk duymak Hepsi biz insanlara özel duygular değil midir? Ve çocuklarımız, sevgi dolu, mutlu bir ortamda büyüsün istemez miyiz bizler?Ne yaşadıysak onu öğrendik yıllar boyu Daha küçücük birer çocukken, çevremizde olan biteni gözlemleyip algılamaya çalışmıyor muyduk olanca sevimliliğimiz ve doğallığımızlaÇocukça ifade etmiyor muyduk çevremize kendimizi her birimizeNe kadar sevgi görüyorsak, o kadar gösteriyorduk sevgimizi Ne kadar mutluysak, o kadar mutluluk dağıtıyorduk herkeseYıllar geçip de birer yetişkin olmaya başlarken, geriye dönüp baktığımızda, o sevimli, sevgi dolu,mutluluk dağıtan,doğallıktan, yalınlıktan çok da fazla bir şey kalmadığını gördükÇünkü ideallerimizin peşine düşmüştük her birimizÇünkü yaşam telaşında streslerimiz vardı hepimizin Hatır sormak için arayan sevenlerimize yada dostlara, merhaba diyemeyecek kadar yoğunduk kimi zaman Sevgi dolu kalplerimizle ifade etmek yerine kendimizi, streslerimizle haykırır olduk nefretlerimizi Zamanın hızla akıp gittiğini ve yaşamın çok kısa sürdüğünü düşünürsek eğer, mutlu olmak ve mutlu etmek için hiç de geç değil Hala vakit var; yüreğimizin sevgi dolu gizli köşesini sevdiklerimize, hatta çevremize açmaya… Sevgimizi, dostluğumuzu ifade edecek özel bir günü beklemek yerine; gelin her gün o müthiş yoğunluklarımızın arasında, küçücük bir zaman ayıralım İşlerimizden sevdiklerimizevakit bırakalımALLAH RAZI OLSUN KARDEŞ….

  2. ilyas dedi ki:

    DostluklarYüz yüze dostluklar vardırGüneşle ayçiçeğinin dostluğu, böyle bir dostluktur mesela.Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten…Uzak dostluklar vardır…Denizlerin ortasındaki bir adayla, dağların arasındaki bir göl,birbirlerinin uzak dostlarıdır.Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine…Sessiz dostluklar vardır;Dilsiz bir adamla, duymayan bir başka adamın elleri arasında sessiz bir dostluk oluşur.Her şeyden konuşur sessizce bu eller…Zorunlu dostluklar vardır;Pazar ile Pazartesinin dostluğu gibi.Pazar ağır bir gündür, Pazartesi hızlı bir gün…Ayak uyduramazlar birbirlerine.Ama dost olmak, yan yana durmak zorundadırlar..Uzun dostluklar vardır;İkindi güneşinin altında uzayan gölgeler birbirlerine kavuşurlar ve uzun boylu bir dostluk oluşur aralarında…Günün birinde ölen dostluklar vardır;Bir bahçe içindeki ahşap ev ile yanı başında duran ceviz ağacının dostluğu gibi…Bir gün kocaman elli adamlar ve kocaman gövdeli makineler o bahçeye girip de,bir süre sonra evin ve ceviz ağacının yerinde asık suratlı binalar yükseldiği zaman ölen dostluklar…Vakitsiz dostluklar vardır;Bir peçete, bir kağıt mendil vakitsizce dostu oluverir gözlerimizin…Ya da ayrılırken verilen bir dal karanfil ellerimize o anda gelen dostluktur…Bakımsız dostluklar vardır bir de…Zaten var, zaten dostuz deyip yıllarca bir telefonun, bir kaç cümlelik mektubun bile çok görüldüğü dostluklar…

  3. a.s dedi ki:

    EVGİSİZLİK BİR DÜNYANIN İNSANLARI,HEP BENCİLCE DÜŞÜNÜYOR.BENCİLLİK GELİNCEDE DOSTLUKGİDİYOR.BÖYLE OLDUĞU İÇİNDİR Kİ,ŞİMDİ BATIMEDENİYETİNİN ÇOCUKLARI,DOSTLUĞU DEFTERDENSİLMİŞ BULUNUYORLAR.HEP”EN İYİ DOSTUM,BANKA CÜZDANIMDIR”DİYORLAR.KENDİ NEFİSLERİNİ DOST EDİNİYORLAR.YANİ KENDİLERİNİ YALNIZLIĞA MAHKUM EDİYORLAR.BÖYLECE KENDİ KENDİLERİNİ CEZALANDIRMIŞ OLUYORLARBİR BAŞKA DEYİŞLE,TERCİH ETTİKLERİ DAVRANIŞ BİÇİMİONLARA CEZA OLARAK DÖNÜYOR.DOSTSUZ VE SEVGİSİZ İNSAN BUNALIP ÇIRPINDIKÇADAHADA BATIYOR.GERÇEĞİNİ KAYBETMİŞ OLDUĞU DOSTLUĞU,SAHTESİYLE YAŞAMAK İSTİYOR.DÜŞMANCA DUYGULARINI GİZLEYİP DOSTMUŞ GİBİDAVRANIYOR.OYSA Kİ “DÜŞMANIN EN BÜYÜK HİLESİ,DOSTLUĞUDUR.”DOLAYISIYLA DA EN ÇOK SAKINACAĞIMIZ İNSANLAR,DOST GÖRÜNEN DÜŞMANLARIMIZDIR.DOST GÖRÜNEN DÜŞMANIN DİNİMİZDEKİ ADIMÜNAFIKLIKTIR.EVET NE YAZIK Kİ GERÇEK DOSTLUK,NEREDEYSEKİTAPLARDA KALDI.DOSTLUK NE HALE GELDİ?DAHA DOĞRUSU NE HALE GETİRİLDİ? DOSTLUĞUN HALİNİANLAMAYA ÇALIŞIRKEN,BİR TAKSİNİN ARKASINDA ŞUYAZIYI OKUMUŞTUM..“DOSTLUK İSTİYORSAN,CEBİNDE ARA!”atalarımız bunun için gerçek dost kara günde belli olur demişlerdir.İyigünde herkes dosttur fakat zor zamanda dost olamak herkişinin iş değildir erkişinin işidir dostluk.Günümüzde küresel kapıtalizim herşeyi parayla ölçüyorne hazindir ki biz müüslümanlarda bu tuzağa düşüyoruz. rabbim bizleri muhafaza etsin salih dostlar nasip etsinn…

  4. ahmed dedi ki:

    sordum, niçin nazlısınız? dedi; bu, tedbir almaktırsordum, tedbirin gereği nedir?dedi; aşkı yoklamaktırsordum, buna gerek var mı?dedi; bu işte lazımdır sordum gönlünüz geniş mi? dedi; gönülsüzler vardırsordum, zayıflar ne olacak?dedi; vefa, taşımaktır.sordum, mahrum olan kimdir?dedi; münkir,munafıktır.sordum,mahrumiyet neden?dedi; bu, bir Hükm-i Hak’tırsordum, mesleğiniz nedir?dedi; çözüp bağlamaktır..sordum, çözmek nasıl olur?dedi; kalbi boşaltmaktır..sordum, kalbin işi nedir?dedi; aşkla ağlamaktır..sordum aşkın sırrı nedir?dedi; yarde yok olmaktır..sordum yarin isteği nedir?dedi; samimi olmaktır..sordum, samimiyet nedir? dedi; hep yare bakmaktır..sordum, bu nasıl olacak? dedi; nefsi bırakmaktır…sordum, asıl dava nedir? dedi; has kulluk yapmaktır..sordum, bunun yolu nedir?dedi; Habib’e (sav) uymaktır…sordum, tavsiyeniz nedir?dedi; zikre sarılmaktır..sordum, zikrin aslı nedir?dedi; Allah’LA olmaktır..sordum buna çare nedir?dedi; dostunu bulmaktır..sordum dostlar neyi sever?dedi; hizmete koşmaktır..sordum, hizmetten gaye nedir?dedi; nefsini kırmaktır..sordum işin aslı nedir?dedi; mert insan olmaktır… Allah c.c. razı olsun kardeşim Rıza Berkan mevla cümlemiz ehakiki dostlar dostluklar nasip etsin inşallah

ahmed için bir cevap yazın Cevabı iptal et