3 (üç) KıSSa (AL) DiLeDiĞiNCe HiSSe


I. Kıssa

Avrupa’nın ünlü sanat merkezilerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok hoş
bir tablo görür. Tablonun bedeli oldukça yüksektir. Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile mağazaya gider.

Şanslıdır, tablo hala satılmamıştır. İçeri girer, tabloyu bir süre yakından izledikten
sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve: “Abimin doğum günü için bu resmi satın
almak istiyorum, tüm param da bu kadar” der.

Ressam bir süre düsündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar. Çocuk
paketini alır ve teşekkür ederek çıkar. Mağazada adamın arkadaşları da vardır
ve şaşkın şaşkın sorarlar: “Sen ne yaptın, o resmin değeri milyonlar
ederdi. Neden bu kadar düşük bir rakama sattın?”

Ressam cevap verir: “Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü
insan bulabilirdim, ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi
bulabilirdim?…”

Sözün Özü: Günümüzde insanlar herşeyin fiyatını biliyor, fakat hiçbir şeyin
değerini bilmiyorlar.

Oscar WILDE

II.
Kıssa

Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti. Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü.

Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra , yerde bir kilim, duvar dibinde
yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka
evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla sordu: “Neden hiç eşyanız
yok?” dedi. “Koltuklarınız, kanepeleriniz, büfeleriniz.. .. Onlar
nerede?”

Bilge, bu soruya karşılık olarak kendi bir soru sordu gezgin gence; “Senin
de yalnızca, sırtında taşıdığın küçük bir çantan var, yavrum” dedi.
“Peki, senin eşyaların nerede?” Gezgin genç, kendini savunurcasına
yanıtladı bu soruyu: “Ama görüyorsunuz.. .. Ben yolcuyum.” Ünlü bilge,
hak verircesine güldü: “Ben de öyle, yavrum” dedi. “Ben de öyle…..”

III.
Kıssa

HZ.Ali’nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib’in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin
hurmalığına inmişti. Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi.

Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin
ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü. Köle bunun
üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi
ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah,yaklaşıp sordu: “Ey köle,
bugünkü yiyeceğin ne kadardı?” Köle sıkılarak cevap verdi:

– “İşte bu üç parça ekmek.”
– “O halde neden kendine hiç ayırmadın?”
– “Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim.”
– “Peki sen ne yiyeceksin şimdi?”
– “Oruç tutacağım.”

Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu
sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın
aldı. Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını söyledi
ve ekledi:

“Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum.”
Cömertliğiyle meşhur Abdullah b.. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp
tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve: “Ama o köpeğe topu topu üç
parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini
vermişsin” dediklerinde, şu karşılığı verirdi: “Ama o elindeki
herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını…

BEĞENDİYSEN VE ALANINA EKLEMEK İSTERSEN YORUM YAZ BLOG AL’A BAS SENiN OLSUN.

About rizaberkan

Elhamdülillah Rabbimiz bizi Ehl-i İslam diyarında, Müslüman olarak bunun şuuru ve bilinci dahilinde hidayet üzere bulundurmuştur.Bundan daha büyük nimet ve mutluluk yoktur bizim için. Allah bize yeter,Kulluk payesi bize yeter. Allah bizi müslümanlıkla aziz kıldı. Allah bana yeter. Aziz-ü Cebbar olan Allah'ın kulu olmam bana yeter. Ben Allah'ın kuluyum. Ben Allah'ın kuluyum. Şeref ve paye adına kendimi tanıtma için söyleyebileceğim sözlerin en büyüğünü söylüyorum.Ben Allah'ın kuluyum Elhamdülillah ben Allah'ın kuluyum. O, ne güzel bir vekil,ne güzel bir dost,ne güzel bir yardımcıdır. "Ey Rabbimiz, Bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır..."
Bu yazı >BiR KıSSA BiN HiSSe > içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

1 Responses to 3 (üç) KıSSa (AL) DiLeDiĞiNCe HiSSe

  1. ilyas dedi ki:

    SENİ BİLDİM ALLAH’IM Aşıkım kâinatı ve beni yaratana, Kini kalpten, gıybeti dilden sildim Allah’ım. Ne varsa, sevgi, şefkat ile dostluktan yana, Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. Her bir canlıya hüner verdin yüce katında, Yaratanı bulma var insan tabiatında, Hele bal arısının o ince sanatında Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. Önce yeşerip sonra sararan her yaprakta, Bir ekince bin veren bereketli toprakta, Kurtuluş yollarını gösteren dört kitapta, Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. Bütün yüz yirmi dört bin peygamberin izinde, Ruhlar âlemindeki kalubela sözünde, Ayda, yıldızda, güneş ile tüm gökyüzünde, Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. Hüner ibret almaktır bize gelen haberde, Ne hikmetler gizlidir her hayır ile şerde, Kalp gözüyle bakınca her zaman ve her yerde, Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. Din ve vatan uğruna yapılan türlü cenkte, Kuran tilavetinde olan kutsi ahenkte, Bin bir çeşit bitkide mevcut nakış ve renkte, Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. Bir böceğin yaptığı koza ile ipekte, Rengârenk çiçekte, hem balda hem de petekte, Dev bir ağacı depo eden her çekirdekte, Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. San’atla, edebiyat, hem lügat ve bilimde ALLAH isminden başka söze yer yok dilimde Kırk yıldır okuduğum türlü türlü ilimde, Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. Şöyle bir bakam Mekke karşısında duram da Artık sade bir perde var Rabbimle aramda Hira, Arafat, Mina, ve Mescid-i Haramda Kudretini gördüm ve seni bildim Allah’ım. MUSTAFA TURAN

Yorum bırakın